İşitme Engeline Bağlı Dil Ve Konuşma Bozuklukları

İşitme, çocuklarda dil ve konuşma gelişimini ciddi şekilde etkilemektedir. Çünkü dil duyarak öğrenilir. Anne karnında ilk gelişen duyu organımız kulaktır. Bu sebeple bebekler doğduktan hemen sonra annelerinin sesini diğer kişilerin sesinden ayırt edebilirler. hareketi yaptıkları gözlenmiştir.


İşitme kaybı durumunda teşhis zamanı çok önemlidir. Çocuklar duyarak öğrendikleri için ne kadar erken teşhis edilip tedaviye başlanırsa çocuk etrafında konuşulan dili o kadar çok duyacak ve o kadar sağlıklı bir dil gelişimine sahip olacaktır. Özellikle ilk iki yıl, çocuğun konuşmasını geliştirebilmesi için en önemli dönemdir.Bebekler ilk altı aylık dönemde yüksek seslere karşı irkilerek tepki verir, hatta ağlayabilirler. Oysa işitme engelli bebekler bu tarz tepkiler vermez, sadece görüş alanı içersinde olan hareketlere tepki verirler. 6-12 aylık bebekler ise çevrelerindeki basit konuşmaları anladıklarını göstermeye başlarlar. Örneğin tanıdık kişileri, eşyaları gösterir, kendisi de değişik sesler, heceler üretir. 12 aylıkken bir iki komutu (“el salla, alkış yap” denildiğinde) nasıl yapacağı gösterilmeden! anlar ve yaparlar. İşitme engelli çocuklar bu tarz tepkiler göstermez ve sürekli aynı tonlamada ses çıkarır, değişik sesler/heceler üretmezler.


İşitme Engeline Bağlı Dil Ve Konuşma Bozukluklarında Neler Yapılabilir?


İşitme kaybı olduğu belirlenen çocuklar önce cihazlanmalıdır. Ardından dil ve konuşma terapisine başlanmalıdır. Terapi sürecinde çocuğun dinleme ve dudak okuma becerilerini geliştirme üzerinde çalışılır. Çocuğa uygun bir terapi planı hazırlanır. Daha sonra çocuğun ihtiyacına göre dil çalışmaları ya da konuşma sesi çalışmalarına başlanır.